29 Aralık 2013 Pazar

SECRET 비밀

   Aslında bu diziyi izlemeden önce HEİRS i izleyecektim ama nedense bir türlü bundan vazgeçemedim. İyiki de vazgeçmemişim pişman olurdum. Hangi diziden bahsedersem edeyim hep aynı cümle geliyor aklıma "Şahane bir dizi idi.." ama bu dizide şahaneydi be kardeşim... Bunda Ji Sung unda payı büyük ama öyle muhteşem bir oyunculuk, senaryo ve öyle harika ostlar vardı ki dizi "Beni izle!", "Beni izle!" diye yalvarıyor resmen... Gerçi yalvarmasına gerek yok sen yalvarıyorsun hadi bir bölüm hadi bu son... Böyle derken bir bakmışın 16.bölümdesin ve işte final anı...
   Dizide bir annenin evlat acısını, ihaneti, intikamı, hırsları, aşkı ve belkide en önemlisi biraz insanlığı göreceğiz. Her bölümde gözyaşı, her bölümde ayrı bir heyecan ama her bölümün kendisini ileten bir duygusu var.
   Öncelikle dizini çok sevdiğim bir ostu ile başlayacağım bu yazıma
                               Navi-Incurable Disease




   Ji Min Hyuk (Ji Sung){Protect the bus dizisinden tanımıştım kendisini ama yeminle bu dizide aşık oldum bu çocuğa} K Grup şirketinin tek varisidir. Babası onun ShinWa vakfının kızı Shin Se Yeon ile evlendirmek istiyor. Ama Min Hyuk, Seo Ji Hee sevmektedir. Ancak sevdiği kadın bir vur-kaç olayına kurban gitmiş ve ölmüştür. Üstelik hamileydi de... Bu çok sevdiği kadını öldüren kişiden ölesiye nefret etmekte ve ondan intikam almak istemektedir. O Ji Hee nin katilinin Kang Yoo Jung olduğunu düşünmektedir ve onun geri kalan hayatını mahvetmek ister.Ama işler tam olarak istediği gibi gitmemeye başlayacaktır. Gerçek katilin kim olduğunu sorgulamaya başlar, çünkü o bu kadını masum olmasını dilemektedir.




   Kang Yoo Jung(Hwang Jung Eum){Can You Hear My Heart dizisinde tanımıştım kendini, burada da gayet iyi bir oyunculuk sergilemiş şimdi} her türlü işte çalışabilen azimli ve hayat dolu bir kadındı. Yıllardır beraber olduğu sevgilisi Ahn Do Hoon sonunda ona evlenme teklifi etmiştir. Ama o gece eve dönüş yolunda yolda kaza yapmışlardır. Ahn Do Hoon un sürdüğü araç  Seo Ji Hee ye çarpmıştır. Yoo Jung çarptıkları şeyin bir varil olduğunu sanmaktadır ama Do Hoon gerçekte bir insan çarptığını bildiği halde onu orada ölüme terk etmiş ve oradan hızla uzaklaşmışlardır. Fakat bu vur-kaç olayını Yoo Jung üstlenmiş 5 yıl hapis yatmıştır. Ama asıl kötü olaylar cezası bittikten sonra başlayacaktır. Bir yandan nişanlısının ihaneti, babasının ölümü, çocuğunun ölümü ve Min Hyukun davranışları ile oldukça zor zamanlar geçirecektir.(Yemin ederim her bölümde ağladı bu kız yaaa)



   Ahn Do Hoon(Bae Soo Bin ){Bu adamı 49 Days dede sevmemiştim zaten} dizimizin kötü karakteri işte size... Yoo Jung a evlenme teklifi ettiği akşam geri dönerlerken bir kıza çarpmış ama daha yeni savcı oluğu için korkmuş ve kızı orada bırakmıştır. Ve bu vur kaç olayı Yoo Jung ın üzerine kalmıştır. Her ne kadar ilk başlarda bunu yapmasını istemediğini gerçeği açıklaması gerektiğini söylesede kendisi neden itiraf etmedi anlamadım. Sonuçta sen itiraf edebilirdin ama bencillik işte... Do Hoon gözünü hırs, para ve mevki bürümüş bir insandır. O daha kendi çocuğuna bile bu sebepten ötürü sahip çıkmamıştır. Sonunda ne kadar pişman bile olsa geri dönüşü olmayan şeyler yaşanmıştır. Yoo Jung a yaptıkları Min Hyuka yaptıkalrı ve Se Yeon u kullanması... Dizide hangi kötü olay olursa altından hep Do Hoon ismini duyarsınız yani...



 Shin Se Yeon(Lee Da Hee) ShinWa vakfının varisi ve Min Hyuk ile evlenmesi istenen kişidir. Se Yeon, Min Hyuku umutsuzca sevmektedir ve ne olursa olsun onun kalbini kazanamasa bile yine de onunla evlenmek istemektedir. Ailesini ya da K Grupun girdiği durum onu hiç ilgilendirmiyordu. Hırslı ve zeki bir kadındı. Sadece resim yaparken huzurlu olan ve yalnızca o anlarda kendisi olan biriydi. Ji Hee nin ölmesini istiyordu. Sonuçta Min Hyuk un sevdiği kadındı ve evlenmesine engeldi. Aslında bu kadınla ilgili pek fazla bir şey söyleyemem ki cidden kadının tek istediği Min Hyuk tu başka bir şey değil hani...

   Dizi gerçekten harika idi benim için... İntikamdan gelen bir aşk... Tıpkı A LOVE TO KILL dizisi gibiydi... Yo Jung ın hapisten çıktıktan sonra herşeyini kaybetmesi bunun aksi bir şekilde Do Hoon un onu terk etmesi ve başka bir kadınla birlikte olması o kadar çok sinir bozucu idiki. O kadar çok şey yazmak istiyorum ki dizi ile ilgii ama merak edin ve izleyin istiyorum. Mutlaka izleyin. Açıkçasını söylemek gerekirse Yo Jung ı çok fazla kıskandım. İzlediğinizde anlayacaksınız. Buda dizinin fragmanı...

Ve diziyi buradan izleyebilirsiniz

   Yazıma son verirken dizden güzel bir sözle veda etmek istiyorum
  "Bu dünyada günahsız kimse yoktur. Önemli olan günahının bedelini ödemektir."

12 Kasım 2013 Salı

The Moon That Embraces the Sun- 해를 품은 달 -

   Ve yine bir Kore dizisi ve yine bir ilk aşk... Gerçekten istediği bir şeyin önünde tereddüt etmeden duran bir adam ve ilk aşkına duyduğu o büyük sevgi... Tamamı dram olan ve her bölümde hep ağlayabileceğimiz türden dizi idi... Tekrar ve tekrar hiç bıkmadan izlenebilecek bir dizi... Yazarı Jin Soo Wan bu dizisi ile 2012 MBC DRAMA AWARDS da yılın yazarı ödülünü ve diziye de yılın dizisi ödülü verilmiştir. Bunun dışında diziye verilen toplam 15 ödül daha vardır ki siz düşünün ne kadar güzel bir dizi olduğunu...

   "Back In Time"  Buda dizinin en beğendiğim ostu :D

   Gelelim diziye;


Dizimizin iki AY'ı Lee Hwon, Yang Myung, 
Dizimizin iki GÜNEŞ'i Heo Yeon Won/Wol, Yoon Bo Kyung,  
Ve diğerleri Min Hwa, Heo Yeom, Kraliçe Yoon, Jang Nok Young vs vs vs


             Küçük Lee Hwon                                                               Büyük Lee Hwon

 Lee Hwon, velihat prenstir ve kendisine bir eş seçmesi gerekiyordur. O saraydan kaçmaya çalıştığı bir gün gördüğü Yeon Won'a aşık olmuştur ve onunla evlenmek istemektedir. Ama büyükannesi o kızın kraliçe olmasını istememektedir ve bir dizi olay sonucunda Yoon Bo Kyung torununa eş yapar ve Yeon Won'un herkesin öldüğünü düşünmesini sağlamıştır. Ama Lee Hwon Won'u unutamaz. Yıllar geçsede büyükannesinin kendisine eş seçtiği kadınla birlikte olmaz. İlk aşkının ölüm acısını her zaman yaşamaktadır. Yıllar sonra bir şaman Wol'u  görür ve bu kadının Yeon Won'a çok benzediğini düşünmektedir.

              Küçük Heo Yeon Won                                                     Büyük Heo Yeon Won

   Heo Yeon Won, abisinin mezun töreninde sarayda Lee Hwon ile karşılaşır. Bu çocuğun velihat prens olduğunu bilmemektedir. Daha sonrasında velihat prens olduğunu öğrenir. Sarayda prensin kardeşinin yanında onunla oyun ablası olması için saraya getirilir. Zamanla Lee Hwon'a aşık olur ve prense eş seçilir. Saraya girer ve sarayın kurallarını öğrenmeye başlar. Ama ana kraliçe bu kızın kraliçe olmasını istememektedir kendi soyundan gelen Yoon Bo Kyung'u istemektedir. Yeon Won bir gece hastalanır ve saraya hastalık yayması engellenmek için saraydan uzaklaştırılır ve çok geçmeden ölür.


               Küçük Yoon Bo Kyung                                                    Büyük Yoon Bo Kyung


   Yoon Bo Kyung, saraya girip prensin eşi olmak istemektedir. Herkese iyi biri görünen aslında içten içe hep hırs ve kötülük besleyen biridir. Ana kraliçenin soyundan geldiği için Ana kraliçe Bo Kyung'ı prense eş seçer. Prense seçilen 2. eştir. Bo Kyung Veliaht prens Lee Hwon'u sevmektedir ama evliliği süresince Lee Hwon ile bir kez olsun beraber olmamıştır. Bo Kyung, Lee Hwon'un Yeon Won'u unutamadığını ve hala onu sevdiğini bilir ama hep kendisini sevmesi için uğraşır. İstediği Prensinde onu sevmesi ve aileye bir çocuk verebilmektir.

             Küçük Yang Myung                                                       Büyük Yang Myung


   Yang Myung, Kralın evlilik dışı olan oğludur. Ana kraliçenin kabul etmediği bir prenstir. Ama o hiçbir zaman kral olmayı istememiştir. Sadece Lee Hwon'a iyi bir abi olmak ona yetecektir. O küçüklüğünden beri Yeon Won'u tanır ve onu sevmektedir. Ama Yeon Won'u saraya prensin eşi olmak için girince Yang Myung başka yerlere gitmek için buradan ayrılır ama yolda Yeon Won'un öldüğünü duyar ve geri döndüğünde Yeon Won'u gömmektedirler. Lee Hwon'a kızar ve ne olursa olsun onu koruması gerektiğini söyler. Yıllar sonra şaman Wol ile karşılaşır ve bu kız aşırı derecede Yeon Won'a benzemektedir. Sözleri, hareketleri... Onun Yeon Won olduğunu düşünmektedir.

           Küçük Min Hwa                                                             Büyük Min Hwa

Min Hwa sarayın en küçüğü olduğundan biraz şımarık bir kızdır. İstediğini mutlaka yaptırtabilecek karaktere sahiptir. Min Hwa Yeon Won'un ağabeyi Heo Yeom'a ilk gördüğü an aşık olmuştur. Ve ne olursa olsun onunla evlenmek ister.(O yaşta bir kızın bunu istemesi çok garipti. Ben utandım yaaaa :) ) Ama Heo Yeom bir öğretmendir ve eğer Min Hwa ile evlenirse öğretmenliği elinden alınacak ve bir daha öğretmenlik yapamayacaktır. Min Hwa'nın isteği o kadar kuvvetlidir ki bunun gerçekleşmesi için her şeyi yapmayı göze almıştır. Ve O da büyükannesine Yeon Won'u konusunda yardım edecektir.


                Küçük Heo Yeom                                                             Büyük Heo Yeom

Erkek güzeli denilir ya hani işte Heo Yeom da öyle biri... Herkes ki buna erkeklerde dahil onu gördüğünde hayran kalırmış bu kadar yakışıklı oluşuna(kızlar ne yapmasın ama :) )... Edebiyat bölümü birincisi olarak mezun olmuştur. Sarayda prense ders vermek için gider. Ve gittiği bir gün prenses Heo Yeom'u görür ve ona aşık olur. Aslında dizinin bu noktası çok önemli çünkü Min Hwa nın bu sevgisi kötü olaylara yol açacaktır.


Dizi öyle güzel duygular içeriyor ki izledikçe daha çok içine giriyor gibi oluyorsunuz. Bir tarihi dizi izliyor gibi değil aslında sanki çok güzel bir bekleyiş, arayış,sevgi dolu... İzledikçe anlayacaksınız ne demek istediğimi... Aslında karakterlerle ilgili çok daha fazla şeyler yazmak isterdim ama biraz diziyi anlatmış gibi olurum diye düşündüm. İzleyin ve merakla bekleyin. Gerçek bir aşkı göreceksiniz, gerçek bekleyişler, bitmeyen masum sevgiler ve bazen hırslar, entrikalar, taht gücünü göreceksiniz. İlk defa bir diziyi izlerken böyle şeyler hissettim. Bilmiyorum ya ben çok duygusalım ya da dizi çok harika muhteşem ötesi muazzam bir şey... Mutlaka ama mutlaka kesinlikle şiddetle zorla ya da her neyse izleyin bunu... Kim Soo Hyun'un o gözyaşlarına bile hayran kalabilirsiniz. Hatta aklıma gelmişken tekrar izleyeceğim bu diziyi...

Eklemeden geçemeyeceğim bu şarkıda çok güzel... Diziye cuuuuukkkk diye oturmuş :D







23 Ağustos 2013 Cuma

Bad Guy<나쁜 남자 >

Biri sizin canınızı yaktı mı? Hiç birinden intikam almak istediniz mi?  Elbette istemişsinizdir. Biri sizi çok üzdü ve onunda üzülmesini istemiştiniz. Onun istediği de buydu sadece... O çok üzülmüştü, zor bir çocukluk geçirmişti. Bunu ona yaşatanlardan intikam almak istemişti... Ama intikam öyle acı bir şeydir ki, karşındaki kişiden daha çok sen yaralanırsın sen acı çekersin...


Moon Jae In, Hong Tae Sung,  Hong Tae Ra, Hong Mo Ne, Başkan Hong, Bayan Shin, Mooon Wo In ve BAD GUY'ımız Shim Gun Wook...



   Shim Gun Wook, konuşamayan ve duyamayan bir babası ve çok iyi bir annesi vardı. Bir gün babasının aslında başka biri olduğunu öğrenir ve artık onun yanında yaşamaya başlar. Ama durumlar öyle karmaşık bir hal alır ki eskiden annesi ve babası olarak bildiği insanlar şimdiki anne ve baba diye seslendiği insanlar yüzünden ölür ve kendisi de bir yetimhaneye verilir. Ve artık bu hayattaki tek sevdiği insan  Choi Sun Young 'ıda yine o insanlar yüzünden -HaeShin grup- kaybedince intikam almaya başlayacaktır. Tüm çocukluğunun, annesinin, o çok sevdiği sağır ve dilsiz babasının, Sun Young'ın ve yaşadığı o tüm acıların intikamı için yaşayacaktır. Ama gerçekler hep gördüklerimiz değildir. O da doğruları öğrenince artık hayatı çok başka yerde olacaktır.




   Moon Jae In kendi çabaları ile bir yere gelmeye çalışan -ne iş yaptığını hala anlayamadım bu kızın- bir kadındır. Sevdiği adam onu zengin bir kızla evlenmek için terk edince, oda kendine zengin bir adam bulup evlenmek ister böylece eski sevgilisinden intikam almış olacaktır. Ama işler pekte bu şekilde ilerlemez. Zengin adamı bulur ama o başka bir adama aşık olmuştur. Aşık olduğu adamın yaptığı kötü şeyleri öğrenince zengin adamın yanına gidip onları korumaya çalışmak ister. Ama gerçeklerin ne olduğunu öğrendiğinde istediği tek şey aşık olduğu adamın yaralarını sarmak ve onun yanında olmak istemektir. 


   Hong Tae Sung annesinden küçük yaşta ayrılıp babasının yanında ve üvey annesi ile büyümeye başlar. Ama bu güzel günlerin değil aslında onun için zor günlerin başlamasıdır. Üvey annesinin onu sevmediğini bilmektedir ama yinede onu mutlu etmek istemektedir. Sevdiği kadın Choi Sun Young intihar etmiştir ve bu dünyada kendisini tek sevdiğine inandığı kadını da kaybetmiştir. Bu zor günlerde karşısına çıkan Jae In'den hoşlanmaya başlamıştır. Aslında bu kadını kendisin parası için onunla birlikte olduğunu öğrenince ona kötü davranır. Ama ona olan duygularını bitiremez ve onun yanına gider tekrar ama bu kadının kalbi başka bir adamı sevmektedir.  



   Hong Tae Ra politik amaçlı bir evliliği ve bu evlilikten bir kızı vardır. Hayatı boyunca kendi isteklerinden çok annesinin isteklerini ve şirketin çıkarlarını düşünerek yaşamıştır. İstediği tek şey gerçek ve masum bir aşk yaşamaktır. Bir adamın intikamının en güçlü kalemi olmuştur. Kardeşinin sevdiği bir adama aşık olmuştur. Bu onun ilk aşkıdır. Daha önce bu tür duyguları hiç tatmamıştı. Şimdi ise ne kaybedeceği umurunda bile değil sadece sevdiği adamla birlikte olmak ister. Ama gerçekte onun kim olduğunu öğrendiğinde herşey için çok geçti.



   Hong Mo Ne, Hong ailesinin en küçük bireyidir. Henüz üniversitede okumaktır. Aile içinde çevrilen oyunlardan pek haberi yoktur. Kendisini aldattığını bildiği bir adamla nişanlanmıştır. Masum biri gibi dursa da aslında onun da içinde bir yerlerde kötü bir yanı vardır. İlk aşkı kendisini intikam için kullanan biri yüzünden ablasının da ilk aşkı olmuştur. Bu adamdan ölesiye nefret etmeye başlamıştır. Abisinin ölümünün suçlusunun bu adam olduğunu öğrenmiştir ve gittiği Amerika'dan geri dönüp bu adam ile yüzleşir. Doğruları daha öğrenemeden bir hata yapar. Ama o bunu bir hata olarak görmez. Olması gerekeni yaptığını düşünür.



   Başkan Hong geçmişinde yaptığı bir gecelik bir hata yüzünden ailesinin zor günler geçirmesine sebep olmuştur. Aslında tek istediği 4 çocuğu ve karısı ile mutlu bir hayat geçirebilmektir. Ama eşinin yaptıklarını öğrenir ve bunları kaldıramaz ve bir kalp krizi geçirir. Kendine geldiğinde ise konuşamıyor ve yürüyemiyordu. Ama karısından ölesiye nefret etmektedir. 



   Bayan Shin, başkan Hong'un karısı ve aslında dizinin kötü kadınıdır. Sadece kendisi, çocukları ve şirketi önemlidir. Diğer insanlar onun için sadece öylesine kişilerdir. Herkesi çıkarı için kullanabilir ve ya öldürtebilir. Geçmişte kocasının başka bir kadından olan çocuğu kabullenemediği için yerine sahte bir çocuk getirmiştir. Ama bu kabullenememe durumu onun hayatını mahveder. Çocuğunun ölmesi, büyük kızının evliliğini bitirmesi, küçük kızının ilk aşkındaki hüsranı ve kendisinin hapse girmesinin sebebi olmuştur.



   Moon Wo In dizinin tek masum karakteri bu bence... Herkesin bir çıkarı bir intikamı olsa da bu kız sadece ablasının iyi biri ile evlenmesini istemektedir. Mutlu olmasını istemektedir. Ve çokta komik biridir.


  Dizi diğer Kore dizilerine kıyasla çok farklı bir konusu vardır ve kesinlikle izlenmeli... Her ne kadar sonunda hüsrana uğrasanız da aslında olması gerekenin bu olduğunu sizde anlayacaksınız. Gerçeklerle doğruların nasıl yer değiştirdiğini bu dizide göreceksiniz. Tek amacı aslında ailesini öldüren bu HaeShin den intikam almak olan bir adamın acılı bir hayatını, aşık olduğu kadınla bir araya gelememesini izleyeceğiz.

Diziyi buradan izleyebilirsiniz. Çok güzel bir çeviri ve emek var. Çevirmenlerin eline sağlık.

<<<Bir başka tanıtımda dizi-filmde görüşmek üzere>>>

4 Temmuz 2013 Perşembe

A GENTİLMAN DİGNİTY

Hepimizin bir ilk aşkı mutlaka vardır. Kimimizin kavuşabildiği, kimimizin unuttuğu ve bazılarımızın hala beklediğin türden ilk aşklar... Sizlerinde var değil mi? Gelip kalbinizde uzun bir müddet kamp kuran bir ilk aşkınız var. Peki o kişinin ilk aşkınız olması onun gerçek aşk olduğunu göstermesi yeterli mi? Ben yeterli olduğunu düşünüyordum. Takiiii bu diziyi izleyene kadar... Daha önce bir çok dizide bunu fark etmiştim ama bu kadar içten olmamıştı. Tabi bundan JANG DONG GUN'un etkisi gözle görülür derecede büyük olsa gerek... :)

Gelelim dizimize... Dizide aslında konudan çok içinde işlenen arkadaşlık bağları beni çok etkiledi... Hele ki bu insanlar 20 yıldır arkadaşlarsa... Küsüratı olabilir tabiii... Birbirlerine hala bağlılar, çok zor olan bir şey bu...


Dizimizin Gentilman'leri Kim Do Jin, Choi Yoon,, Im Tae San Lee Jung Rok...
Kim Do Jin, zeki ve aynı zamanda aklına geleni söyleyebilen gereğinden fazla yakışıklı bir mimardır. Geçmişinde bir çok kadınla birlikte olmuştur. İlk aşkını hiç unutamamış ve birlikte olduğu diğer kadınlara asla aşık olmamıştır. Birde üstüne üstlük bu ilk aşkından çocuğu dahi vardır. 

Choi Yoon, dizinin en temiz yürekli beyefendisi... Kendisine ait bir avukatlık bürosu vardır. Kaybettiği eşini hala unutmamıştır ama başka bir kızı - ki bu kız kendi yaşının yarısı yaşında- sevmektir. Ama bu kızda en yakın arkadaşı olan Tae San'ın kardeşidir. Sevgisi ve arkadaşı arasında gidip gelen bir 40lı yaşında bir adam...

Im Tae San, Kim Do Jin'in mimarlık ofisinde çalışan bir mimardır. Aslında o mimarlık ofisi her ikisine de aittir. Çapkın biri değildir. Sadece ailesinin isteği olan; bir kadınla evlenip çocuk yapmak istemektedir.  Tae San, dizide bana göre sadece küfür etmeyi iyi bilen 40lı yaşlarda bir  beyefendi olarak rol alıyor. Ciddi anlamda iyi küfür ediyor ama bu adam... Kendisini cafede o iki adama Yi So nun abisi olarak tanıtması ise... Cidden kopmuştum...
          "Im Tae San: Bu köpek enikleri bir kadına şiddet mi kullanıyor. Hwak!  Be sizin *********! Heyt! ****** Öldüreceğim*****!  Bunu yapabilirdim. Ben Im Tae San."


Lee Jung Rok, dizinin en çapkın adamı... Evli olmasına rağmen önüne çıkan her fırsatta çapkınlık yapar. Karısı da az değil hani eli maşalı cinsinden hani... Yine dua etsin arkadaşları onu her seferinde kurtarıyorlar... Tabi onlarında çıkarı var ya bu işten neyse... Sonlara doğru neyse ki karısının kıymetini anladı da adam oldu bizimki... 



Dizinin dört bayanı  Seo Yi So, Kim Min Sook, Hong Se Ra ve Im Mı A Ri.... 

Seo Yi So, bir lisede ahlak bilim öğretmeni olarak çalışmaktadır. Im Tae San'a platonik olarak aşık olan ve Kim Do Jin'in gerçek aşkı olan bir kadın... Onca bölüm Kim Do Jin' e aşık olamadın ya, yemin ederim boğacaktım kadını...-- Adamın o kadar şirinliklerine ve cazibesine rağmen Im Tae San da m Tae San dedi ya ağzının ortasına geçirecektim bir tane... Hani onuda geçtim. Kim Do Jin sana gitmiş o ayakkabıları hediye almış, nasıl geri verirsin? Hiç mi vicdan yok sende ya? Neyse ki sende doğru yolu buldun ve Kim Do Jin'e gittin. Her ne kadar seni o bölümlerde kıskanmış olsam dahi şimdilik susuyorum. -- Arkadaşının ve ilk aşkının mutluluğundan başka bir şey düşünmeyen kadın... Ama inadı tutunca sevdiği adamdan da asla vazgeçemeyen bir kadın... 


Kim Min Sook, para babasını para anası olarak değiştiren bir kadın... Eşi Lee Jung Rok'un tüm çapkınlıklarına nasıl sonuna kadar katlandı kıyamam ben bu kadına ya... Dizide en çok sevdiğim kadın karakteriydi. Sanırım Yi So'dan sonra...

Hong Se Ra, dizide sevmediğim tek karakter varsa o da sanırım bu kadın... Bazen doğru şeyler söylese de ne bileyim böyle yerli yersiz konuşan arkadaşımın olmasını istemezdim. Bu arada Hong Se Ra ile Seo Yi So ev arkadaşı...Aynı zamanda Hong Se Ra, Im Tae San'ın kız arkadaşı....

Im Mi A Ri, Im Tae San'ın kardeşi ve kendi yaşının iki katı yaşında adama aşık olan bir kız...Ve o adam abisinin arkadaşı ise durumlar farklı tabi... Ama aşkı için o kadar çok çaba gösterdi ki hayran kaldım bu kıza... Gerçekten çok azimli... İnandığı şeylerin arkasından koşmaktan hiç çekinmiyor ve sonuna kadar gidebiliyor.

Bakın birde size tek taraflı aşk kullanma klavuzunu veriyorum-tabi kide dizden :)- Do Jin ,Yi So'ya vermişti... Şapşal ya :)-genelde tatlı bulduğum hareketlere şapşal derim- Kendi yaptıklarını yapmasını istedi...
1. Bütün gün beni düşün.
Yemeden içmeden ve uyumadan...
2. Şayet aradığında açmazsam ya da mesajını cevaplamazsam,
moralin bozulsun ve endişelen!
3. Evimin ya da ofisimin etrafında turla,
bana rastlamayı umarak...
4. Beni görsen bile, uzaklaşana kadar seyret beni...
Sevgiyle...
5. Başka bir kadınla konuşursam kıskançlıktan çatla
ve o kadının arabasına, arabanla tosla!
6. Benim ilkokul, orta okul ve lisedeki resimlerimi
nasıl olursa olsun ele geçir ve cüzdanına koy!
7. Ara sıra ansızın evime gel ve kalbimin hızla atmasına neden ol...


Dizi oldukça eğlenceliydi benim için... Özellikle Dong Gun olduğu sahneler... Seo Yi So'ya yaptığı teklifler ki bir kadın nasıl bu adamdan gelen teklifleri geri çevirebilir. Taş olursun yeminle... Yazık ama Do Jin'e nasılda masum masum "Beni biraz olsun sevemez misin?" diyor... Kıyamam ben sana... Her bölümün başında gösterilen o ilk 5-6 dakikalık geçmiş görüntüler. 40 yaşında ama hala ergen olan delikanlılar... Ve özellikle final bölümü Kim Do Jin'in evlenme teklifi...  Tanrım ağlayacaktım... Böyle bir evlenme teklifinin üzerine hangi kadın hayır derdi ki zaten? Bende böyle bir evlenme teklifi almak isterdim...




Kesinlikle kaçırılmaması gereken bir dizi... Her bölümü ayrı güzel her bölümü ayrı keyif verici... Eğer izlemediyseniz mutlaka ama mutlaka izlemeniz gereken bir dizi... Şiddetle ve ya güzellikle mutlaka tavsiyemdir. Her KORE fanı izlemeli...

Diziyi buradan izleyebilirsiniz. Çok güzel bir çeviri ve emek var. Çevirmenlerin eline sağlık...
A GENTİLMAN DİGNİTY

<<<Bir başka tanıtımda dizi-filmde görüşmek üzere>>>

27 Mart 2013 Çarşamba

Kısaca Güney Kore

Dosya:Korea south map.png

Dosya:Flag of South Korea.svg
Güney Kore resmi adıyla Kore Cumhuriyeti, Doğu Asya'da Kore Yarımadası'nın güneyinde kalan bir devlet... Güney Kore'nin komşu devletleri batısında Çin Halk Cumhuriyeti, doğusunda Japonya ve kuzeyinde Kuzey Kore. Ülke'nin başkenti Seul'dur. Güney Kore ılıman iklim kuşağında kalıyor ve ülke arazisi dağlık topraklardan oluşuyor. Güney Kore sınırları 99,392 km²' lik bir alanı kaplar ve ortalama 50 milyon gibi bir nüfusa sahiptir.

Kore tarihi MÖ 2333 yıllında Gojoseon'un efsanevi Dan-gun tarafından kurulmasıyla başlıyor. Silla altında MÖ 668'de Kore'deki Üç Krallığı'nın birleşmesinden sonra Kore bir devlet olarak Goryeo hanedanında ve Joseon hanedanında var olmaya devam etti, ta ki 1910'a kadar Kore İmparatorluğu Japonya tarafından ilhak edilene kadar. Kore II. Dünya Savaşının ardından Sovyet ve ABD'nin askeri güçlerinden kurtuluşu ve işgalinden sonra, Kuzey Kore ve Güney Kore'ye bölündü. Güney Kore ikinci bir demokrasi olarak 1948 yılında kuruldu.

25 Haziran 1950'de Güney Kore, Kuzey Kore'nin askeri güçleri tarafından işgale uğradı, iki Kore arasında çıkan savaş zor bir ateşkes sonrasında durdu ve iki ülke arasındaki sınır bugünlerde en çok güçlendirilmiş müstahkem mevki. Savaş'dan sonra, Güney Kore ekonomisi önemli ölçüde büyüdü ve gelişmiş bir ekonomiye ve tam demokrasiye sahip oldu. Ayrıca ülke Doğu Asya'da bölgesel güç konumundadır.


Güney Kore başkanlık sistemine göre yönetilen ve onaltı idari bölüm içeren bir cumhuriyet, ayrıca ülkedeki yaşam standartları çok yüksektir ve Güney Kore gelişmis ülke satüsüne sahiptir. Ülke Asya'nın en büyük dördüncü ekonomisine ve dünya'nın en büyük 15'inci (GSYİH) veya 12'inci (SAGP) ekonomisine sahip. Ülke'nin ekonomisi ihracata dayalı, özellikle elektronik endüstrisiotomotiv endüstrisigemi yapımımakina endüstrisi,petrokimya ve robotik gibi sektörlerde üretim güçlüdür. Güney Kore Birleşmiş MilletlerDünya Ticaret ÖrgütüOECD ve G20 gibi örgütlere üyedir. Ayrıca APEC ve Doğu Asya Zirvesi'nin kurucu üyelerinden biridir.

Bir çok demokratik devletler gibi, Güney Kore'nin yönetme şekli üç branşa bölünüyor: Yürütme erkiYargı ve Yasama organı.Güney Kore'nin yürütme ve yasama organları ulusal düzeyde başlıca görev yürütüyor, gerçi yasama organındaki çeşitli bakanlıklarda yerel seviyede de görevlerini gerçekleştirebiliyor.  Yerel hükumetler yarı-özerktir ve kendilerine ait yasama ve yürütme organları vardır. Yargı organı görevini hem ulusal hem yerel düzeyde yürütüyor. Güney Kore anayasal bir demokrasiye sahiptir. Güney Kore'nin hüküuet yapısı Kore Cumhuriyeti Anayasası tarafından belirlenir. Bu belge cumhuriyetin 1948 yıllında ilan edildikten sonra birkaç kez revize edildi. Bu revizelere rağmen anayasa bir çok özelliklerini koruya bildi, sadece kısa süreli İkinci Güney Kore Cumhuriyeti döneminde hariç, ülke her zaman başkanlık sistemine dayalı bir şekilde bağımsız bir icra kurulu başkanı ile yönetildi.Güney Kore'de seçimler ilk defa doğrudan 1948'de gerçekleştirildi. Güney Kore tarihinde bir çok kez 1960'lardan başlayan ve 1980'lere kadar uzanan askeri diktatörlükler ve darbeler yaşamış olsa da, o günden bu güne ülke başarılı liberal bir demokrasiye sahip. The World Factbookbugünlerde Güney Kore demokrasisini "tamamen işleyen modern bir demokrasi" olarak tanımlıyor.

Güney Kore'nin 188'den fazla ülkeyle diplomatik ilişkileri bulunuyor. Ayrıca ülke 1991'den beri Birleşmiş Milletler'e üyedir. Güney Kore ve Kuzey Kore aynı zamanda BM'ye üye oldular. 1 Ocak 2007 tarihinde, Güney Kore Dışişleri Bakanı Ban Ki Moon Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri görevini devraldı. Ülke'nin ayrıca Güneydoğu Asya Uluslar Birliği'le ASEAN Plus three devleti olarak gelişmiş ilişkileri ve gözlemcileri de bulunuyor. Ayrıca Güney Kore Doğu Asya zirvesine de üye ülkerden biri...

Güney Kore’nin güney ve batı kıyıları çok girintili ve çıkıntılıdır. Bir çok yarımada ve küçük adalarla çevrilmiştir. Bu kısımlarda, Pusan ve İnchon en önemli limanlarındandır. Doğu bölümü dağlık olmasına rağmen, batı bölümü geniş alanlar, ovalar ve tepelerle kaplıdır. Doğu bölümünde tabii limanlar da yoktur. Genellikle dağlıktır. Fakat dağlar yüksek değildir. En yüksek dağı 1916 m ile Chiri San Dağı'dır. Önemli nehirleri arasında NaktongHan ve İnchon ırmakları sayılabilir.

Nüfus artış oranı da 1950'lerde % 3'den daha fazla iken bu oran 2005 yılında % 0.38'lere kadar gerilemiştir. Bunun sebebi de insanların daha az çocuk sahibi olma isteklerinden kaynaklanmaktadır. 1960 yılından itibaren hızlı bir kentleşme ve kırsal alanlardan şehirlere doğru bir göç dalgası başlamıştır.
Nüfus 2006 yılı rakamlarına göre 49,024,737 dur. Nüfus yoğunluğu kilometre kare başına 480 kişidir. Hızlı nüfus artışı bir zamanlar ciddi bir sosyal problem olmasına rağmen, başarılı aile planlaması kampanyaları ile doğum oranı düşürülmüştür.
Eğitimi: Eğitim 6-12 yaş arasında mecburi ve ücretsizdir. Ülkede okur-yazar oranı % 92’dir. Güney Kore’de 197 üniversite ile 222 yüksek okul vardır.
Seul resmi adı Özel Seul Kenti , Güney Kore başkenti ve en büyük şehridir. Dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olan Seul'un şehir merkezinin nüfusu 10 milyonun üstündedir (2009). Dünyanın ikinci büyük metropolitan alanı olan Seul Ulusal Büyükşehir Alanı, Incheon ve Gyeonggi'nin büyük bir kısmını kapsar ve 24,5 milyon nüfusu vardır. Güney Kore'nin nüfusunun yaklaşık yarısı bu bölgede yaşar.
Dongdaemun : Güney Kore'nin en büyük pazarı olan Dongdaemun Seul'de bulunur. Ülkenin karakteristik ürünlerinin de yer aldığı bu pazar turistler tarafından çok rağbet görür.
Myeongdong : Jung semtinin içinde yer alan bu bölgede yerli ve yabancı bir çok markanın mağazaları bulunur.
Namdaemun : Myeongdong yakınlarında bulunan diğer bir pazar bölgesi.
Insadong : Kore'nin tarihi ve modern sanat eserlerinin sergilenip satıldığı merkez.
Yongsan Elektronik Pazarı : Asyanın en büyük teknoloji pazarıdır.
Dosya:Injeongjeon (exterior), Changdeokgung - Seoul, Korea.JPG
Changdeokgung Sarayıı

Dosya:Seoul-Cheonggyecheon-13.jpg
Cheonggyecheon Çayı

Dosya:Seoul-Namdaemun-at.night-01.jpg
Namdaemun Kapısı

Seul tarihi ve kültürel bir çok eseri içinde barındıran bir şehirdir. Buradaki birçok tarihi yapı Uzak Doğu'nun genelinde olduğu gibi ahşaptan yapılmadır. Fakat diğer ülkelerden farklı olarak Kore'deki ahşap yapılar çivi kullanılarak birbirine eklenmez. İç içe geçecek şekilde oyulan tahtalar bir lego gibi birbirinin üstüne yerleştirerek inşa edilir.
1925 yılında oluşan bir sel sonrasında şans eseri bulunan Amsa-Dong adlı antik kent, neolitik dönemden izler taşımaktadır ve bu antik kent Gangdong semtinde bulunur.
Joseon Hanedanlığı zamanında Seul'de 5 adet büyük saray inşa edilmiştir: Changdeokgung, Changgyeonggung, Deoksugung, Gyeongbokgung ve Gyeonghuigung.Bu sarayların hepsi günümüzde Jongno ve Jung semtlerinde bulunur. Aralarından Changdeokgung 1997 tarihindeUNESCO Dünya Mirasları listesine "Uzak Doğu saray mimarisinde göze çarpan bir örnek" olarak girdi. En büyükleri olan Gyeongbokgung sarayı şu anda tadilat halindedir. Bu sarayların yanı sıra İmparator Gojong'un babasının (Daewongun) oturduğu Unhyeongung kraliyet sarayı da oldukça bilinen bir yapıdır.
Seul şehri tarihte düşmanlardan korunmak için yapılan surlar ve kapılar ile çevriliydi. Zamanla yanan ya da çöken bu yapılardan günümüze dek dayananlarından en önemlileri Dongdaemun (Doğu Kapısı) ve Namdaemun (Güney kapısı)'dur. Namdaemun, Güney Kore'ninUNESCO Dünya Mirasları listesinde yer yapılarından bir diğeridir. 2008 yılının ocak ayında 69 yaşındaki Chae Jong-gi'nin tiner ile ateşe vermesi sonucu tamamen yanan yapı şu anda inşa halindedir.